7 Ocak 2008 Pazartesi

15 şehirde mağaza açıyoruz, artık bizi kimse tutamaz


Yeni koleksiyonunun tanıtımı için ABD'li bikini güzeli Tori Prever ile el sıkışan Zeki Triko, 2009'a kadar dünyanın en ünlü 15 şehrinde mağaza açmak için harekete geçti. Zeki Başeskioğlu, 'Hedefimiz dünyaya hâkim olmak. Adımızı zangır zangır duyaracağız' dedi.

Cindy Crawford, Claudia Schiffer, Naomi Campbell... Dünyanın bu ünlü top modellerini Türk kamuoyuna yakından tanıtan Zeki Triko'nun patronu Zeki Başeskioğlu, bu yıl mayolarını Sports Illustrated dergisinin "Yılın En İyi Bikini Mankeni" seçtiği Amerikalı Tori Prever ile tanıtacak. Zeki Başeskioğlu bu yıl tema olarak "zıtlığı" seçtiğini ve birbirine zıt kombinasyonlarla dünya plajlarında iddialı olacağını söylüyor. Koleksiyonun en değerli parçası ise Swarovski taşlarla süslü mayosu olacak.

Mayo üretimine 1984'te başlayan ve 1989'da dünya pazarlarına tanıtımı dünyanın gelmiş geçmiş en iyi top modeli olarak anılan Cindy Crawford'la başlayan Zeki Başeskioğlu, bugünlerde de heyecan içinde. 900 parçalık koleksiyonunun katalog çekimlerini Küba'nın başkenti Havana'da yapan Başeskioğlu, 2009'a kadar New York, Paris, Londra ve Milano gibi dünyanın en ünlü 15 şehrinde birer mağaza açmaya hazırlanıyor. Böylece, halen dünya genelinde 635 satış noktası bulunan Zeki, marka bilinirliğini uluslararası piyasada artırmaya çalışacak. Başeskioğlu, "Bundan sonraki hedef, dünyaya hâkim olmak. Adımızı zangır zangır duyaracağız" diyor.

Victoria's Secret'tan daha iyiyim
Başeskioğlu, kendi adını verdiği mayo ve iç çamaşır koleksiyonlarıyla dünyanın en iyi 10 markasından biri olduğu konusunda iddialı konuşuyor. "Ama aslında bana sorarsanız, hepsinin başındayız. Victoria's Secret'ın bile" diyor. Başeskioğlu, dünyanın en ünlü iç giyim markalarından, milyon dolarlık koleksiyon şovlarıyla ünlü ABD'li iç çamaşırı markası Victoria's Secret markası için şu yorumları yapıyor: "Victoria's Secret, yakından takip ettiğim bir marka. En büyük özellikleri şovları. Çamaşırlara 15 milyon dolarlık pırlanta koyuyorlar. Sonra da katalogla ürün satıyorlar. Sırf reklam kampanyaları ve şovları yüzünden Türkiye'deki sosyetik kadınlar da katalogdan sipariş yağdırıyor. Ama aslında bu markanın Amerika'daki asıl alıcısı, alt tabakadan insanlardır. Zeki, iç giyimde onlardan on kat daha iyi. Burada mağaza açtıkları takdirde, 'İşte Halep, işte arşın' diyeceğim. Çok iddialıyım. İnsanlar onları mı, bizi mi alır, göreceğiz."

Her yıl 900 adet üretim
Başeskioğlu Türk pazarı için ise iddiasını artırıyor ve "Zeki markasıyla Türkiye'de zirvedeyim. Hiçbir rakibim yok. En üst kategoride müşteri bizde" diyerek şöyle devam ediyor: "Sadece laboratuvar ve diğer kontrollerde kumaş kalitesi işiyle meşgul 15 çift göz var. Kumaşlar soğuk ve sıcak sularda yıkanır, bir sürü testten geçer. Çeker, solarsa iade edilir. Bu nedenle de bizim kalitemizde mal alsalar bile, bizim kafamızda yapan yoktur. İki kadın aynı fasulyeyi alır, ama biri başka pişirir, öbürü başka. Biz fabrikasyon değil, butik çalışıyoruz. Plajda oturan Zeki müşterisi, yanındakiyle benzemesin diye tasarımda, kalitede çok uğraşıyoruz. Bir de bir modelden bin tane üretim yaparak müşteriyi birbiriyle çarpıştırmıyoruz. Her sene 900 adet modelimiz vardır ve en çok üretimimiz 500'dür."

Zeki Başeskioğlu, hedefinin mağaza sayısını artırarak marka bilinirliğini daha da yaygınlaştırmak olduğunu da sözlerine ekliyor. Bu konuda hedeflerini ise şöyle sıralıyor:

"Ekimde Türkiye'de altı tane mağaza açıyoruz. Ardından 2009'a kadar yurtdışında büyümek için de düğmeye basmış olacağız. Halen Belçika, Hollanda, Avusturya, Rusya, Almanya'da ve Beyrut gibi yerlerde 635 satış noktamız bulunuyor. Tek mağazamız ise şimdilik Beyrut'ta. Bulgaristan ve Romanya'daki mağazalar altı ay içinde hayata geçiyor. 2009'a kadar da Rusya, Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere, Macaristan, Polonya ve Hollanda gibi 15 ülkede mağaza açıyoruz. Ondan sonra bizi kimse tutamaz."

Tekstilde hâlâ marka yok
Başeskioğlu'na göre Türkiye tekstilde hâlâ "taklitçi". Hazırgiyimde ise uluslararası hiçbir markası bulunmuyor. "Bazı markaları bazı yerlerde görüyorum ama uluslararası piyasada marka değiller" diyen Başeskioğlu, "Fransa'da da bazı modacılarımız bir şeyler üretiyor ama çok küçük miktarlarda. İçerdekiler de genellikle fason çalışıyorlar. Marka olarak tek muvaffak olan, Mavi Jeans'tir. Mavi, işi tam manasıyla uluslararası bir şekilde yapıyor. Diğer markalardan bazılarını da bir iki yerde görüyorum, o kadar" diye konuşuyor.

Pazar yok ki, mayo kumaşı üretilsin
Türk tekstili Armani, Dolce&Gabbana gibi markalara hem kumaş satıp hem de üretim yapıyor. Ama mayo kumaşı üretimi hâlâ yok. Zeki Başeskioğlu da bu yüzden kumaşı İtalya, İspanya ve Fransa gibi ülkelerden ithal ediyor. Ona göre Türkiye'de üretim yapılmamasının nedeni, hem iç pazardaki talep azlığı hem de yurtdışı ile şu anda boy ölçüşecek bilgiye sahip olunmaması: "Yapılır, yapılmaz değil. İpliği, makineyi Avrupa'dan alırsın. Ama Almanya'da bile yılda 30 milyon adet mayo satılıyor, Türkiye'de ise bu rakam 5 milyon adet. Yatırıma değmiyor ki. 60'larda bu işi yaptım ama pazar olmayınca bıraktık. Şimdiyse Fransa, İspanya'ya karşı rekabet etmek cidden zor. Oradaki stilistler çok fazla. Gündemi yakından takip ediyorlar. İki sene sonrasının modası dosyalarında hazır. Dünya Moda Konseyi ile sürekli beraberler. Türkiye'nin bu alanda rekabet şansı yoktur."

En değerli mayo 369 YTL
Bu sezon için hazırlanan koleksiyonunun ana teması zıtlık olan Zeki, doğal görünümlü kumaşlar, el işi aksesuarlar, abstrak baskılar ve yarı değerli mücevherleri birleştirerek zıt kombinasyonlar oluşturdu. Ürünlerde ise metalik efektler, kristalize görüntüler, altın, bej, lacivert ve metal halkalar yoğun olarak kullanıldı. Zeki'nin 900 parçadan oluşan bu yılki koleksiyonunun en değerli parçası ise Swarovski taşlarla süslü, paslanmayan nikelaj aksesuarların kullanıldığı 369 YTL değerindeki mayo oldu. Zeki, koleksiyonun bu en değerli parçasından ise sadece 50 adet üretti.

Hiç yorum yok: