Son yıllarda nano teknolojinin tekstil sektöründe de yaygın olarak uygulanması ile birlikte tüketiciler çok daha fonksiyonel kumaşlardan yapılmış kıyafetler giyebiliyorlar. Nano teknoloji sayesinde leke tutmayan ve sıvı geçirmeyen kumaşlar sıkça tercih edilmeye başlandı. Hemen hemen bütün dünya markalarına mal üretilen ülkemizde de üretici firmalar arasında bu konuda ciddi bir know-how oluştuğunu söyleyebiliriz.
Burberry’nin yaklaşık yüz yıl önce su ve rüzgâr geçirmeyen gabardin kumaştan ürettiği trençkotlar gibi kıyafetlerde bu özelliklerle birlikte artık hafif olma özelliği de aranıyor. O yüzden birçok tüketici aldığı kıyafetin ağırlığını da bilmek istiyor.
Özellikle profesyonel sporcuların tercih ettiği kıyafetler ise yırtılma, kopma ve tere dayanıklı olmalı. Bu kıyafetler teri emmeli, cildin nefes almasını sağlamalı ve üşütmemeli.
Kıyafetler düzenleniyor
Bazı ülkelerde ise kıyafetle ilgili düzenlemeler bile yapılmış. Örneğin İngiltere’de bebek kıyafetleri yanmaz kumaştan yapılıyor. Eğer kolay alev alan bir malzeme ise bebek kıyafetlerinde kullanmıyorlar. Bebek kıyafetleri ve iç giyim alanında kumaş seçimi çok önemli: Bebekler sürekli tükürük salgıladıkları için giysileri bunu emmeli ve bakteri üremesine izin vermemeli. İç giyimde ise kullanılan kumaşın teri emmesi gerekiyor. Aksi halde cildinizin nefes alması zorlaşıyor.
İnsan vücudunun ürettiği ter bir nevi kimyasal işlevi görür. Terle birlikte renk değiştiren kumaşlardan uzak durulmalı. Terin ortaya çıkardığı kimyasallar vücut için çok zararlı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder