2 Şubat 2008 Cumartesi

Yerli tekstilciden indirim isyanı


Tekstil perakende sektöründe indirimli satışlar, yerli mağazacıları isyan ettirdi. Yerli firma sahipleri, tüketicide firmalara karşı güvensizlik oluşmaya başladığını belirterek, müşterilerin fiyatların ineceğini düşünerek alışverişini sürekli ertelediğini kaydettiler. İndirimli satışların belli bir zamanda olması gerektiğini ifade eden yerli perakendeciler, yabancı markaların dünyada satamadıkları malı Türkiye'ye getirip indirimli sattıklarını söylediler.

Zamansız indirimin sektöre zarar verdiğini belirten Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Ali Murad Kızıltaş, indirimli satışların Avrupa Birliği'nde olduğu gibi belli bir takvime bağlanmasını istedi. Kızıltaş, erken indirime girenlerin sezon başında fiyatlarını olması gerekenin üzerinde açıkladığını ve tüketicinin yanıltıldığını ifade ederek, "İndirim tarihleri belirlenmeli. Etiketlerde indirim ve önceki fiyatlar yer almalı. İndirime gidilmeden en geç bir ay önce o ürün mağazaya girmiş olmalı" dedi. Mağazaların camında yüzde 50'ye varan indirim yazıları bulunduğunu, ancak mağazanın içine girildiğinde yüzde 50'ye varan indirimli ürün sayısının yüzde 3-5'i geçmediğine dikkat çeken Kızıltaş, "Mağaza içindeki ürünlerin ancak yüzde 25-50'sinde indirim olması durumunda cama yüzde 50 indirim yazılabilmeli" diye konuştu. Kızıltaş, tüketicide firmalara karşı güven eksikliği oluşmaya başladığını, tüketicinin fiyatların düşeceğini düşünerek alışverişini sürekli ertelediğini kaydetti.

Damat-Tween: Çer çöp bile satılıyor

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı ve Damat-Tween mağazalarının sahibi Süleyman Orakçıoğlu da indirimli satışlarda mutlaka bir disiplin olması gerektiğini, bu konudaki yasa teklifini desteklediklerini belirtti. İndirim sözcüğü adı altında çer çöp dedikleri ürünlerin bile satıldığını gördüklerini ifade eden Orakçıoğlu, "İnsanlar böyle bir şey yapıyorlarsa outletlerinde satsınlar. Bizde KDV yüzde 8 olduğu için ithalat son derece kolay, bir de dünyanın en düşük gümrük tarife oranlarını uyguluyoruz. İthal ürünlerde şu anda ürün girişi ile ilgili en kolay pazar olduk" görüşünü dile getirdi. Orakçıoğlu, "Bu ürünlerin dünyada satılmayan stok ürünler olduğunu görüyorsunuz. Dünyada satılmayan stok ürünlerin cazibe merkezi olmaya başladık. İnsanların ilgi gösterdiği markanız, bir de stok ürünleriniz varsa burada çok rahat indirim sözcüğü adı altında satmak gibi bir süreç başladı" diye konuştu.

Roman: Kalan ürünler Türkiye'ye pompalanıyor

Roman Mağazaları sahibi Turgut Toplusoy ise indirimli satışların yasal bir düzenlemeye kavuşturulmasına ilişkin yasa teklifini çok olumlu karşıladığını belirtti ve "İndirim belli bir zamanda olmalı, herkes fiyatını ona göre belirlemeli, doğru rekabet olmalı" dedi. Yurtdışından gelen firmalarda 4 YTL'ye keten pantolon satıldığına şahit olduğunu ifade eden Toplusoy, "Bu fiyata ne o pantolonu diktirebilirsiniz, ne kumaşını temin edebilirsiniz. Herhalde yurtdışında mağazalarında kalan ürünleri getirip bunları Türkiye'ye pompalıyorlar. Bu inanılmaz haksız rekabet. Uzakdoğu'da sezon mallarını üretiyorlar, kalan mallarını dünya mağazalarından buraya Türk tekstilini gebertmek için getiriyorlar" diye konuştu. Roman Mağazaları olarak kesinlikle indirime gitmeyeceğini ifade eden Toplusoy, "Fiyatlarımı yukarıda yapmadım. Ben fiyat indirmeyeceğim. Herkes indirim yazarsa ben şu tarihte indirim yok yazısı yazacağım" dedi.

Mudo: Yabancılar piyasayı bozuyor

Mudo Mağazalar zincirinin kurucusu Mustafa Taviloğlu da piyasayı yabancı firmaların bozduğunu, hiçbir yerde yapamadıkları uygulamaları Türkiye'de uygulamak istediklerini söyledi. Taviloğlu, "Başka yerde gerçekleştiremedikleri işleri başı bozukluktan burada gerçekleştiriyorlar. Dünyada satamadıkları malı Türkiye'ye getirip satıyorlar. Çok erken genel indirime girip Türkiye'yi adeta bir çöplük gibi kullanıyorlar. Böylelikle rekabeti haksız bir şekle çeviriyorlar" dedi.